İSTEDİĞİNE BURADAN DA ULAŞABİLİRSİN!..

birsorubiryanıt / ARADIĞINIZDAN FAZLASI

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

üniversite sınavı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
üniversite sınavı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Üniversite sınavına hazırlanıyorum, günde ortalama kaç soru çözmeliyim?

Bence, "Günde kaç soru çözmeliyim?" sorusundan önce "Neden soru çözmeliyim?" sorusu yanıtlanmalı.

Bu soru yanıtlanırsa "Günde kaç soru çözmeliyim?" sorusu daha kolay ve doğru bir şekilde yanıtlanmış olur.

Soru çözmek, öğrenilen bilgiyi pekiştirir, bilginin kalıcı hale gelmesini sağlar.

Soru çözmenin ikinci bir yararı ise konuyla ilgili soruların çözüm yöntemini göstererek kişiye o konuyla ilgili soruların çözümünde tecrübe kazandırır.

Soru çözmek bir tecrübedir. Her tecrübe de ilgili durumla ilgili hız ve kalite demektir.

Bu yüzden de soru çözmeliyiz.

Peki, kaç soru?

Sorunun sınırı yok

Çözebildiğimiz kadar, gücümüz yettiği kadar.

Başkalarıyla değil kendimizle yarışarak...

Sayı mı istiyorsunuz? Onu da yanıtlayayım: Başlangıçta 150 soru, süreç içinde 200 ve 250'yi mutlaka görmeye çalışmalıyız.

Bir dersten mi? Hayır. Sorumlu olduğumuz üç dersten... Dönüşümlü olarak...


Başarı dileklerimle...


Geçmişten Günümüze Üniversite Sınavı


Cumhuriyet döneminde, 1960'lı yıllara gelinceye kadar, lise mezunlarının sayısı az olduğu için pek çok fakülte, başvuran mezunların tamamını sınavsız kabul etti.

Zaman içinde kontenjanlarını aşan bir taleple karşılaşan fakülteler, seçme için başvuru sırasını dikkate alıp, ihtiyaç kadar adayı kabul ettikten sonra kayıtlarını durdurdu. O dönemde fakültede verilen eğitimin niteliği de dikkate alınarak, liselerin fen ya da edebiyat kolu mezunları kabul edildi, mezunlar lise bitirme derecesine göre sıralanarak üniversiteye girebildi.

Aradan geçen yıllarda lise mezunlarının artması ve lise dengi okul mezunlarına da yükseköğretime başvurma hakkı verilmesiyle kullanılan "seçme teknikleri" talebi karşılayamaz hale geldi. Bunun üzerine bazı fakülteler kendi amaçlarına uygun giriş sınavları düzenlemeye başlarken, öğrenciler sınavlara girebilmek için farklı şehirlere gitmek zorunda kaldı. Aynı gün ve saatlere rastlayan sınavlarda mezunların seçim yapmaktan başka çaresi yoktu. Bu durum, adaylar ve veliler açısından önemli sorunlara yol açtı.

Üniversitelerarası Kurul, 1974 yılında üniversiteye giriş sınavlarının tek merkezden yapılmasına karar verdi. O yıllarda Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı (ÖSYS) adıyla düzenlenen seçme sistemi, 1974 ve 1975 yıllarında aynı gün sabah ve öğleden sonra olmak üzere iki oturumda, 1976-1980 yıllarında ise aynı günde ve bir oturumda uygulandı.

Bu dönemde yükseköğretim programlarıyla ilgili tercihleri toplanan adaylar, puanları ve tercihlerine göre programlara merkezi olarak yerleştirildi.

Sınav, 1981 yılından itibaren iki basamaklı hale getirildi. İlk basamağı oluşturan Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) nisan, ikinci basamağı oluşturan Öğrenci Yerleştirme Sınavı (ÖYS) ise haziran ayı içinde yapıldı. 1982 yılından itibaren ortaöğretim kurumlarından adayların diploma notları alınarak, bu notlar ortaöğretim başarı puanı (OBP) adı altında belli ağırlıklarla sınav puanlarına eklendi.

Sınav sisteminde 1987 yılından itibaren yükseköğretim programlarıyla ilgili tercihlerini belli alanlarda toplayan adaylara, sınavda belli testleri cevaplama, diğerlerini cevaplamama olanağı tanındı.

ÖSS ve ÖYS olarak iki basamaklı gerçekleştirilen sınav, 1999 yılından itibaren ÖSS adı altında tek basamaklı hale getirildi. 1999 yılındaki değişiklikte önceki yıllarda uygulanan ÖSS'de herhangi bir değişiklik yapılmayıp, sınavda sorulara temel teşkil eden bilgilerde temel eğitim müfredatının üstüne çıkılmadı.

2006'da ÖSS'de yapılan değişiklikle sınavın bir basamakta uygulanmasına devam edildi ancak soruların bir kısmı önceki yıllarda olduğu gibi ÖSS tipinde, bir kısmı ise tüm lise müfredatı göz önünde tutularak hazırlandı.

Üniversiteye girişte 2010 yılından itibaren iki aşamalı yeni bir sisteme geçildi. Yeni ismi olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) ile adayların yükseköğretime geçiş için yeterliliği ölçüldü. Adayların bu sınavda aldıkları puan, nihai puanlarına yüzde 40 etki etti. Lisans Yerleştirme Sınavları (LYS) adı altında gerçekleştirilen ikinci aşamada ise açıköğretim dışındaki örgün lisans programlarına yerleştirmede esas alınacak başarı puanı belirlendi.

LYS, Matematik, Geometri Sınavı (LYS 1), Fen Bilimleri Sınavı (Fizik, Kimya, Biyoloji) (LYS 2), Türk Dili ve Edebiyatı, Coğrafya 1 Sınavı (LYS 3), Sosyal Bilimler Sınavı (Tarih, Coğrafya 2, Felsefe grubu) (LYS 4), Yabancı Dil Sınavı (LYS 5) olmak üzere beş alanda, haziran ayında iki hafta sonunda ve ayrı ayrı oturumlarda yapıldı.

19 Eylül 201'de  Milli Eğitim Bakanlığı 2017-2018 eğitim öğretim döneminde TEOG sınavının yapılmayacağı açıklandı. 

Milli Eğitim Bakanlığı, TEOG'un ardından üniversite sınav sisteminin de yeniden yapılandırılması için harekete geçti.

Yapılan düzenlemelerin ardından yeni sistem, 12 Ekim'de Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç tarafından kamuoyuyla paylaşıldı.

Buna göre, 2018-2019 eğitim yılında yapılacak yükseköğretime giriş sınavının yeni adı, Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) oldu.