Üç beş yıl önceydi. Öğretmen arkadaşlarla balığa çıkmaya niyetlendik. Bir tekne kiralayıp Kazıklı'dan (Söke'den) denize açıldık.
Teknemiz çok büyük değildi. Eşyalarımızı tekneye yüklerken kaptana, hava bozuyor, denize açılmayalım istersen, dedim. Yok yok hocam biz ne havalar gördük, bugün fırtına yok, merak etmeyin. Yağmur da biraz sonra geçer, dedi. Zaten güvenli bir yere Papaz Adasının arkasına gideceğiz, diye ekledi.
Teknemiz hareket etti. Bir süre sonra açıklardaydık. Dalgalar yükselmeye hava iyice kararmaya başladı. Yağmur ve fırtana geliyordu. Bir an önce adanın arkasına sığınmalıydık.
Kimse konuşmuyor sadece ufka ve dalgalara bakıyordu.
Herkeste ifade edilemeyen yüze ve vücut hareketlerine yansıyan bir kaygı vardı.
Boşlukta teknenin sesi yankılanıyordu sadece.
Kimse konuşmuyor sadece ufka ve dalgalara bakıyordu.
Herkeste ifade edilemeyen yüze ve vücut hareketlerine yansıyan bir kaygı vardı.
Boşlukta teknenin sesi yankılanıyordu sadece.
Uzaktan ada görünmüş ancak gökyüzü simsiyah bir biçimde denizin üzerine inmiş, denizin rengi değişmişti.
On beş yirmi dakika sonra biraz kaygıyı bastırmaya yönelik bir umutla adaya vardık.
On beş yirmi dakika sonra biraz kaygıyı bastırmaya yönelik bir umutla adaya vardık.
Yavaş yavaş adaya yaklaşıp adanın arkasına geçmeye çalıştık.
Yağmur yağıyor dalgalar sert bir şekilde teknenin üstüne kadar yükselip yüzümüzü yalıyordu.
Yağmur yağıyor dalgalar sert bir şekilde teknenin üstüne kadar yükselip yüzümüzü yalıyordu.
Adanın arkasına vardığımızda hava patlamış yağmurun hızı iyice artmıştı. Kaptan teknenin önünü adaya çevirip demir atmaya başlamış, merak etmeyin hava biraz sonra yatışır, diyordu.
Ona inanıp güvenmekten başka seçeneğiz yoktu.
Ona inanıp güvenmekten başka seçeneğiz yoktu.
Kaptan demiri atmış biraz rahatlamıştık. Oltalarımız hazırlayıp denize indirmiştik ki oltalar adaya doğru gerilmeye başladı. Tekne sürükleniyordu. Demir tutmamıştı.
Kaptan oltaları toplayın, tekne sürükleniyor, demir almamız gerekli, dedi.
Alelacele oltaları topladık, o arada kaptan bizi beklemeden demir almaya başlamıştı bile. Yağmur da hızlanmaya bizi ıslatmaya başlamıştı.
Kaptan demir almış rüzgarla sürüklenen tekneyi tekrar adaya yaklaştırmaya çalışıyordu.
Kaptan oltaları toplayın, tekne sürükleniyor, demir almamız gerekli, dedi.
Alelacele oltaları topladık, o arada kaptan bizi beklemeden demir almaya başlamıştı bile. Yağmur da hızlanmaya bizi ıslatmaya başlamıştı.
Kaptan demir almış rüzgarla sürüklenen tekneyi tekrar adaya yaklaştırmaya çalışıyordu.
Yağmurla birlikte rüzgar sertleşmeye başlamıştı. Kaptan adaya yaklaşmakta zorlanıyordu. En uygun yerde, çektiği demiri tekrar denize atmaya başladı.
Demir atma işlemi bitmiş tekne sabitlenmiş, biraz rahatlamıştık. Oltalarımızı denize atmak için hazırlıklara başlamıştık. Kaptan, acele etmeyin tekne bir otursun, diye seslendi.
Bir süre sonra kaptan, oltalarınızı atabilirsiniz arkadaşlar, diye bağırdı.
Bir süre sonra kaptan, oltalarınızı atabilirsiniz arkadaşlar, diye bağırdı.
Oltalarımızı hazırlayıp denize attık. Herkes balık tutuyormuş gibi yapıyordu ama kimse balık malık tutmuyordu.
Çünkü teknede seslendirilemeyen bir huzursuzluk, gizlenemeyen bir panik vardı.
Gökyüzü simsiyahtı. Yağmur hiç hız kesmemiş tersine artmış, rüzgar iyice sertleşmişti.
Çünkü teknede seslendirilemeyen bir huzursuzluk, gizlenemeyen bir panik vardı.
Gökyüzü simsiyahtı. Yağmur hiç hız kesmemiş tersine artmış, rüzgar iyice sertleşmişti.
Tekne bir rodeo atı gibiydi. Teknede bir yerlere tutunmadan durabilmek imkansız hale gelmişti.
Rüzgarın etkisiyle teknenin ipleri yeniden gerilmeye, teknenin önü suya batıp batıp çıkmaya başlamıştı. Gözler tekneyi demire bağlayan ipe kilitlenmişti.
İpin kopma ya da teknenin sürüklenme ihtimali çok yüksekti. Dalgalar yükselirse tekne devrilebilir ya da alabora olabilirdi.
Bir çatırtıyla tekne demirden kurtulup sürüklenmeye başladı.
Kaptan, demir alıyoruz arkadaşlar, sıkı tutunun, diye bağırdı ve hemen demir almaya başladı. Duracak bekleyecek zaman yoktu. Bir yandan yağmur bir yandan fırtına... Dalgalar... Soğuk hava...
Arkadaşlardan birine alçak sesle, buradan bir an önce çıkmalıyız, dedim. Haklısın abi, durum çok iyi değil, dedi.
Hiç vakit kaybetmeden kaptanı kolundan tutup, kaptan bir an önce buradan çıkmalıyız, dedi.
Kaptan, biraz sonra onu deneyeceğim, arkadaşlar teknenin dört köşesine dengeli bir şekilde otursun ve çok sıkı tutunsunlar, dedi.
Hemen teknenin dört bir yanına eşit bir şekilde yerleştik.
Artık yağmurun altındaydık. Gök yarılmış gibi yağmur yağıyor, bir kış günü tepemizden aşağıya kova kova su dökülüyordu.
Kaptan demir almış, adanın yanına geçebilmek için hareket etmişti.
Tekne adanın yanına geçip ilerlemeye başladığında teknenin gitmediğini gördük. Evet, tekne ilerleyemiyordu.
Kaptanın gaza yüklenmesine rağmen değişen bir şey yoktu.
Kaptan gazı kesti, teknenin adanın arkasına doğru yavaş yavaş sürüklenmesine müsade etmeye başladı.
Rüzgarın etkisiyle teknenin ipleri yeniden gerilmeye, teknenin önü suya batıp batıp çıkmaya başlamıştı. Gözler tekneyi demire bağlayan ipe kilitlenmişti.
İpin kopma ya da teknenin sürüklenme ihtimali çok yüksekti. Dalgalar yükselirse tekne devrilebilir ya da alabora olabilirdi.
Bir çatırtıyla tekne demirden kurtulup sürüklenmeye başladı.
Kaptan, demir alıyoruz arkadaşlar, sıkı tutunun, diye bağırdı ve hemen demir almaya başladı. Duracak bekleyecek zaman yoktu. Bir yandan yağmur bir yandan fırtına... Dalgalar... Soğuk hava...
Arkadaşlardan birine alçak sesle, buradan bir an önce çıkmalıyız, dedim. Haklısın abi, durum çok iyi değil, dedi.
Hiç vakit kaybetmeden kaptanı kolundan tutup, kaptan bir an önce buradan çıkmalıyız, dedi.
Kaptan, biraz sonra onu deneyeceğim, arkadaşlar teknenin dört köşesine dengeli bir şekilde otursun ve çok sıkı tutunsunlar, dedi.
Hemen teknenin dört bir yanına eşit bir şekilde yerleştik.
Artık yağmurun altındaydık. Gök yarılmış gibi yağmur yağıyor, bir kış günü tepemizden aşağıya kova kova su dökülüyordu.
Kaptan demir almış, adanın yanına geçebilmek için hareket etmişti.
Tekne adanın yanına geçip ilerlemeye başladığında teknenin gitmediğini gördük. Evet, tekne ilerleyemiyordu.
Kaptanın gaza yüklenmesine rağmen değişen bir şey yoktu.
Kaptan gazı kesti, teknenin adanın arkasına doğru yavaş yavaş sürüklenmesine müsade etmeye başladı.
Tekne tekrar adanın arkasındaydı. Kabus gibi bir şeydi. Hiç kimse bir şey düşünemiyor, hatta hiç kimse hiçbir şey hissetmiyordu.
Herkesin gözü ufukta gökle denizin birleştiği o simsiyah noktadaydı.
Artık ada dışında hiçbir şey görünmüyordu.
Kaptan, bir daha deneyeceğim, diye bağırdı.
Brandanın demirlerine var gücümüzle tutunduk. Tekne yavaş yavaş hareket etmeye, adanın soluna doğru yönelmeye başladı.
Adanın biraz soluna geçince dalgalar yine yükselmeye yine sertleşmeye başladı.
Tekne zorlanıyor, tekne zorlandıkça kaptan gaza yükleniyordu.
Milim milim de olsa tekne yol almaya başlamıştı.
Herkesin gözü ufukta gökle denizin birleştiği o simsiyah noktadaydı.
Artık ada dışında hiçbir şey görünmüyordu.
Kaptan, bir daha deneyeceğim, diye bağırdı.
Brandanın demirlerine var gücümüzle tutunduk. Tekne yavaş yavaş hareket etmeye, adanın soluna doğru yönelmeye başladı.
Adanın biraz soluna geçince dalgalar yine yükselmeye yine sertleşmeye başladı.
Tekne zorlanıyor, tekne zorlandıkça kaptan gaza yükleniyordu.
Milim milim de olsa tekne yol almaya başlamıştı.
Bugün 6 Nisan 2020.
Yine teknedeyiz.
Üç beş kişi değil tam seksen milyon aynı teknedeyiz.
Genciyle yaşlısıyla, fakiriyle zengiyle, çalışanıyla emeklisiyle, kadınıyla erkeğiyle...
Yine yağmur, yine fırtına, yine kaygı, yine korku...
Yine teknedeyiz.
Üç beş kişi değil tam seksen milyon aynı teknedeyiz.
Genciyle yaşlısıyla, fakiriyle zengiyle, çalışanıyla emeklisiyle, kadınıyla erkeğiyle...
Yine yağmur, yine fırtına, yine kaygı, yine korku...
Bugün 1 Nisan, şaka yaptım, diyebilmek isterdim ama diyemiyorum.
Bugün 6 Nisan.
Hepimiz risk altındayız.
Dikkat etmek, yapılan uyarıları dikkate almak zorundayız.
İşimiz zor, ama imkansız değil.
Biraz sıkılsak da hep birlikte başaracağız; çok yakında bu kabus bitecek, kucaklaşacak; caddelere, sokaklara akacağız.
Hepimiz risk altındayız.
Dikkat etmek, yapılan uyarıları dikkate almak zorundayız.
İşimiz zor, ama imkansız değil.
Biraz sıkılsak da hep birlikte başaracağız; çok yakında bu kabus bitecek, kucaklaşacak; caddelere, sokaklara akacağız.
Tüm yüreğim ve inacımla söylüyorum, içinde bulunduğumuz tekne tüm olumsuzluklara rağmen hepimizin sabrı, direnci ve özverisiyle limana sağ salim varacak.
Kamil Baki